Tarih: 05.06.2017 15:33
17.YÜZYIL TARİH DÖNÜMÜ : Bildiğimiz ve yıkılmakta olan dünya düzeninin başlangıcı.
17.YÜZYIL TARIH DÖNÜMÜ :
Bildiğimiz ve yıkılmakta olan dünya düzeninin başlangıcı.
17.yy, o güne kadar kurulan denge yapılarının, bu yapıların kültürel ve dinsel ve yönetsel karakterlerinin dönüştüğü bir dönemdir.
Bu yüzyılda, hem Avrupa'da hem de Osmanlı'da çok önemli değişimler gözlemlendi. Aslında, o dönem dünyasının egemen güçlerinin en belirleyicisi olan Osmanlı Imparatorluğu'nda olN değişim ve Amerika kıtasının keşfi ile farklı bir düzleme ulaşan ticaret Ve değişim araçlarının Avrupa'ya etkisi paralellik de arz ediyor. Yani « Osmanlı tarihini çıkarırsanız, Avrupa tarihini yazamazsınız » sözünü kanıtlayan gelişmeler vardı özellikle bu yüzyılda.
Daha önceki makalelerde, Fatih'le başlayan ve özellikle 2.Bayezıd döneminde oturan yeni imparatorluk yapısının, Kanuni'den itibaren direksiyonunun, yahudi sermaye elitlerinin etkusine girdiğini ve Yavuz Sultan Selim ile bu etkinin doruk noktasına çıktığını konusmustuk.
« Yahudi sermayesinin macerası : Osmanlı atından in, Avrupa'nın gemisine nin. » adlı makale ile ara verdiğimiz ; « Bir ideolojiyi anlamak. » adlı makale ile başladığımız yazı dizisine devam ediyoruz. Bu makaleleri, konuyu hatırlamak ve inşa etmeye çalıştığımız düşünce basamaklarını anlamak için okuyunuz lütfen.
Bu dönemde dönüştürücü değişiklikler oldu dedik ve bunları Avrupa ve Osmanlı eksenli diye ikiye ayırdık.
Avrupa'da :
Ve 14. Yy'dan itibaren değişik bölgelerin değişik hızında oluşan yeni merkantalist ( Pazar ekonomisi) mantık ve ticaretin muhasebesinin sistemlestirilmesi , 17.yy'la geldiğimizde kurumlaşma arzusundaydı.
yy sonunda, Amerika kıtasının keşfi sayesinde, oradan Avrupa'ya akan tonlarca altın, hem enflasyon denilen fenomeni doğurmuş, hem degis im araçlarını farklılaştırmış, hem sermaye birikimlerinin stoklanması ve transferi ihtiyacını başka bir düzleme taşımış, hem de ticaret yapması dönen yasaklanmış olan hıristiyan feodaliteyi sarsmış, hem de hıristiyan katolik iktidari tartışmaya açmıştı.
Katolik olmayan kentli tüccarların birikimleri ve güçleri dörük noktasına varınca iktidara ortak olma eğilimleri artmış, aynı zamanda katolik vatikan mutlakitetinin karşısına protestestan muhalefet çıkmıştı.
Pazar ekonomisinde, liberal bir algı daha fazla özgürlük isteyerek kendini dayatmaya başlamış, katolik vatikanın meşrulaştırdığı ve kralların tanrıdan gelen mutlak yetkisine ve bu dini ve siyasi yönetsel sisteme dair itirazlar ve eleştirel yayılmaya başlamıştı.
Conversio denilen ağıdı dönmesi hıristiyanların bu protestan hareketini yönlendirmesi ve desteklemesi söz konusuydu. ( Evanjelik hıristiyan siyonistleri ile yahudi siyonistlerin dune kadar süren ortakligin in başlangıcı burasıdır. )
Parçalı feodal yapı mantığı değiştirerek merkezde ortaķlaşan merkezi imparatorluklar oluşmaya başlamıştı.
Yani paranın gücü dünyayı değişime zorluyordu. Aynı günümüzdeki gibi.
Osmanlı'da :
Yavuz'un Memlûk halife devleti'ni yıkıp halifelik mühürleri ile birlikte Misir'dan 2000 kadar Eş'arî arap ulemayı Istanbul'a getirmesiyle, Matûrudi ( akıl ve nakil birlikte) itkaddeki hanefi türk ulema ve ilim aklı ve tolerans yerini, tutucu ve merkezi otoriteyi hersekilde destekleyen ve meşrutiyetini allah'a bağlayan, eleştirisiz bir danışma mantığına terk etmişti. Aslında bu yöneliş Fatih ile başlar.
Kurucu devlet gücü olan matûrudi horosan hanifliği ve türk geleneksel yapısı, türklerle beraber, devlet mekanizmasından tamamı ile dışlanmıştır.
Rum ortodokslar, Ermeniler, devşirme ortodoks hıristiyanlar ve yahudilerden oluşan bir elit sınıf oluşmuştu.
Enderun'da yetişen devşirme hıristiyanlar ve akılcı matûrudiliği elimine eden Eş'arî arap emevi model uleması ve yahudi sermayesi devletin iktidarındaydı.
Dışlanmış çoğunluk olan türk ve türk islamı ve halk, çok net bir biçimde ortaya çıkmış , hem idari hem kültürel hem de dinsel yozlaşmaya hem de artan vergi yüküne büyük tepki duyuyordu.Dolayisi ile bir sürü isyan ve ayaklanma yaşanan bir dönemdir bu dönem.
Devlet ve toplum bağı kopmuştu. Ve türkler ve türk kalanının kurduğu Osmanlı devleti artık yerini, hristiyan-yahudi-arap bie vi modeli imparatorluğa bırakmıştı. Yahudi elitlerinin eski arap anlayışı ortaklığını yerleştirmesi tesadüf değildir.
Eş'arî ulemanın, aklı ve iradeyi, iktidarın kayıtsız şartsız varlığına tehdit olacağı temel gerekçesiyle ( altta yatan siyasi fikir budur) reddetmesi , ıslam'ın bilimsel alanı terk etmesi ve bilinen bütün islami bilimsel üretimi ( matematik, astronomi, coğrafya, tıp, felsefe vs..) sonlandirmasiyla karanlık bir yola girilmesinin başlıca nedenidir. Tartışmasız mutlak gücün aklı yasaklaması öncelikle siyasidir. Ve siyasal iktidarlara endeksli dinsel dogmalardır. Oysa kuran idraka ve ilahi adalete davettir.
(Bu gün bütün siyasal islamcıların gururla saydıkları müslüman bilim adamlarının tümü, ya semerkand bölgesindeki matûrudi hanifleri da endülüs bölgesindeki Matûturidileri malikleridir.
Matûrudilik Ve Eş'arilik konusunu ayrıca inceleyeceğiz.Bu ikisi de Ehl-ı sünnet kollardır ve bilinen dört mezhebin altındaki ana itikad yollarıdır. Eh haliyle hangi yola girersen o algının seni getirdiği yere ulaşırsın. Günümüzdeki müslümanlık hallerinin rezaleti ortadadır.
Ve yine bu dönemde olan en önemli olay ve günümüz dünyasını etkileyen dönüşümü tetikleyen fenomen, Sabatay Sevi adlı bir yahudi hahamın kendisini Mesih ilan etmesi ve gelişen tepkiler neticesinde müslümanlığa dönerek yer altına çekilmesidir.
Yine bu dönem, büyük ve dönüştürücü etkide ki yahudi sermayenin ve elitlerin Osmanlı hanedanı ile yaptıkları ortaklığı terk etmeye başlayıp Avrupa'ya göç ettikleri bir dönemdir.
15.yy'da başlamış imparatorluk dönüşümü, 17.yy'ın sonunda iç dengesini kaybetmeye başlamış ve bu iç iktidar çatışması ve devlet elitleri ile toplumun yani günümüzde de görüldüğü gibi merkez ve çevrenin birbirinden koparak yabancılaşması süreci Osmanlı tarihinin ilk yapısal iktidar iç savaşına, yani 2. Mahmut dönemindeki kapışmaya kadar uzanmıştır. ( Yeniçeri odaklarının kapatilmasi olayı sadece modernleşme ihtiyacından değildir. Bunu ileride inceleyeceğiz. )
O halde şöyle bir kronolojik dönem tanımlaması yapabiliriz :
1301-1453 ( Kuruluştan, Istanbulun fethine kadar)
Osmanlı türk matûrudi hanefi anadolu müslüman devleti.
1453-1512 ( Yavuz Selim'in tahta çıkışına kadar)
Rum ortodoks- türk müslüman imparatorluk devletine geçiş. Bizans kurumlarının entegrasyonu dönemi. ( Matûrudi hanifliği yerine Eş'ari itikadın kabulü)
1512 -1789 ( Hem fransız burjuva devriminin hem de 3. Selim'in tahta çıkışına kadar)
Eş'arî sünnilik ve yahudi ortaklığı, hıristiyan-yahudi-arap Emevi modeli Osmanlı cihan imparatorluğu.
1789 -1808 ( 2.Mahmud'un tahta çıkışına kadar)
Cihan imparatorluğunun bilindik ortaklık, devlet yapısının dağıtılması süreci.
1826 -1908 (2.meşrutiyete kadar)
Anglo-franko hıristiyan ve arap müslüman, Avrupa Osmanlıyı.
1908 – 1919 ( Anadolu türk müslüman direnisinin başlaması.)
Anglo-franko hıristiyan ve arap müslüman devletin dağılması
1919 -1938 ( Mustafa Kemal'in ölümüne kadar)
Judeo-türk modern devleti. ( Maturidi hanif sunnilik)
Eş'arî arap sufi tarikatlerin, dönme yahudilerin yerlesiklestigi israiliyat etkisindeki islami görünümlü tarikatlerin ve mason localarının kapatılması. Baginsizlasma çabası ve yeni dünyaya uyum.
1938 -----》
Yeniden, türklerin ve türk islamının devletten tasviyesi. Anglo-franko-sabetayist devlet.
Konuyu burada bırakalım. Yarın kaldığımız yerden devam ederken Sabetaycılık nedir konusunu, masallardan ve genellemelerden arındırarak derinlemesine inceleyeceğiz. Görüşmek üzere.. …..
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —