Tarih: 08.06.2017 14:46
Sabetaycılık ve Siyonizm 1
Esoterik, mesiyanik hıristiyan ve yahudi anlayışlarının kabalist kanallarının hesaplarına göre 1666 yılında yeni bir mesihin geleceği beklentisi vardı. Ve ne tesadüf, Izmir'li genç bir haham olan Sabatay Sevi ( Şabatay Zvi, 1626/1676) kendisinin mesih olduğunu iddia ediyordu bu tarihte. Osmanlı imparatorluğu devletinin coğrafyasında hem de. Çok zeki ve çok yetenekliydi. Yahudilerin kurtarıcısı olduguna , onları dunya iktidarına taşıyacak kişi olduğruna, bazı bilginlerini bile ikna edebilmiş, ve şöhreti kısa zamanda heryere yayılmıştı. Ancak, bu kişiyi sapkın ve yalancı olarak niteleyen yahudiler de vardı ve dolayısı ile kendilerine rakip gördükleri bu sapkın yahudi yolun liderini Osmanlı sarayına şikayet ettiler.
Bu dönemde sarayda yahudiler çok etkileydiler ve bu sikametler kolaylıkla göz ardı edilebildi ilk etapta. Bunun üzerine Sabatay Sevi'yi öldürmeye bile kalktığı yahudi hahamlar. Ama beceremediler ve birkez daha ve yoğun birşekilde saraya ihbar ve şikayet ettiler. Zaten siyasi fikirleri çok tehditkar di bu mesihin. Kendini hükümdarlardan üstün görüyordu. 38 ülkeye halife kral aramış kendisini de hepsinin üstüne koymuştu. Dolayısı ile Sultan 4. Mehmet bu duruma el koydu. Yargılandı ve ya ölüm ya da islama geçiş seçenekleri ile karşılaştı. Sevi, müritlerini musluma n olnaya çağırarak islam dinine geçmiş gibi yaptı ve Aziz Mehmet Efendi ismini aldı. Ancak rahat durmayarak dini görüşünü yaymaya devam edince, hicbir yahudinin yaşamadığı Arnavutluğa sürüldü. 200 kadar aile peşinden onu takip etti ve günümüze kadar ulaşan ve dünyayı etkilemiş bir hikaye başlamış oldu. Takipçileri Selanik'e yerleşmişlerdi. Bu kent Sabetayist dönmelerin merkezine dönüştü.
Kendisine iman edenlerin başında Abraham Nathan Aşkenazi adında bir kabalist genç haham da bulunuyordu. Gazzeli Nathan denilen bu kişinin, aslında Sabatay Sevi'yi, mesih olduguna ikna eden ve onun kabul görmesini sağlayan kişi olduğu görüşü yaygındır. Bu kişi incelenmeye değer. Zira mesih hareketi teolojik bir yol gibi görülse de temelde bir iktidar ideolojisi oluşuyla çekirdek güçlerin desteğinde yayılır.
Sabatay Sevi' nin ailesi Yunanistan'da yaşayan Patraslı bir Romanyot ailedir. Özellikle annesi böyledir. Roma döneminden bu bölgelerde yaşayan yahudilere verilen bir isimdir bu. Annesini küçük yaşta kaybeden Sevi'nin babası, kümes hayvancılığı yapan, Ispanya'dan Osmanlı'ya göçmüş endülüs yahudilerinden Mordehay Sevi'dir. Mordehay Sevi, Hollanda ve Ingiliz şirketlerinin bölge temsilciliğini yaparak büyük server sahibi olmuştu. Yani aile hem ekonomik olarak gucl u hem de avrupayla ticaret yoluyla ilişki halindeydi.
Sabatayizmin bu kadar büyük kabul görerek bütün avrupada yayılmasının sosyal gerekçeleri, teolojik dayanaklarından daha önemli bir yer tutuyor. 1648 yılındaki Polonya'daki yahudi katliamından sonra dört bir yana dağılmış halde, hem hristiyan hem de müslümanlarla da sorumlu olan ve avrupada hep gettolarda yaşamaya ne bur bırakılmış yahudi halkı, bir yandan bu gettoların duvarları arasında hapis olmuşlarken, bir yandan da Tevrat ve Talmut'un ağır kurallarının içinde de tutsaktilar. Düşünülenin aksine, elitler dışındaki cuğunluk yahudi halkı kendi dillerini dahi yapısal olarak öğrenemiyor, dini literatür içerisindeki ezberler ile ilerliyordu. Başka diller öğrenmeleri, dini talmudik egitim dışında eğitim almalari kesinlikle yasaktı. Bu nedenle bıkkın ve cahil bir durumdaydılar. Hahamların ve rabbilerin yazdığı Talmut'un sınırlayıcı ve zorlayıcı kalıbı dışına çıkamayan ve izole bir sekilde içinde yaşadıkları toplumlarda aşağılanmaya maruz kalan yahudi toplumunun, bu dinsel otoriter hale ve hasta dair sessiz ve pasif tepkileri vardı
Sabatay Sevi'nin, tevratın ve talmut'un. Uygulamalarına ve yarattığı kapalı dünyaya ve egemen düzenin her türlü kurumsal yapısına, devlet, eğitim, sosyal ve ahlak gibi kurumsal yapılara karşıcı narsistik ve anarşik bir söylem ile yola çıkmış olması, halihazırdaki sert kalıp içerisinde sıkışmış yahudi cemaatinin aynı zamanda içlerinde yasadıkları hristiyan toplumlar içerisindeki ikinci sınıf, parya konumlarına itiraz eden büyük kitleye, bu durumdan kurtulmanın simgesi olan mesihin sözleri olarak yansimiş ve kabul görmüş, umut olmuştu.
Yine düşünülenin aksine, yahudi toplumunun büyük çoğunluğu yoksuldur ve cahildir. Avantajlı durumda olan sadece dini ve ticari elitlerdi. Ve herzaman olduğu gibi, avrupada bu topluma karşı girişilen katliamlarda bu elit kesimler ilk önce paçayı kurtaran oluyordu ve telef olan yahudi yoksul halk çoğunluğuydu .
Bin yıldır, kendi elleriyle yazdıkları yahudi dini tefsir kitabı olan talmutve benzerlerini, musevi dinin kendisi olarak dayatan Rabbici dinsel hükümranlık hali, doğal olarak kendi sosyal ve dini iktidar pozisyonunu korumak için, zamanla modernleşen dunya içinde gittikçe daha tutucu bir baskı uygulayarak kitleyi kendilerine bağlı tutmaya çalışıyorlardı. Akıl, düşünce ve idrak ve bilgi, kesinlikle çok tehlikeliydi ve yasaklanmıştı.
Yaşanılan bütün bu rezil halin temel sebebini, yalnızca hıristiyanların ya da müslümanların baskıları olarak durumu özetleyen bir bakışları vardı hahamların ve bunu bir perde gibi kullanıyorlardı. Üste boyle bir sosyalyapi içerisinde, bütün bu sistematik örgüye hem teolojik hem de sosyal bir başkaldırı olarak görülen Sabetayist mesihcilik , çok hızlı yayılabilmişti.
Sabatay Sevi' den bir yüzyıl sonra Jakop Frank adında bir kişinin ( hıristiyan yahudi dönmesi. Conversio) kendisini Sabatay Sevi'nin reankarnasyonu olarak lance etmesiyle hıristiyanlık kimliğinin de içine sızmıştı bu Sabataycı mesihçi narsizm.
Sabatayist dönmeler islam dinine, Frankist dönmeler ise hristiyan dinine karışmışlardı. Ve bu iki kol üzerinden günümüze kadar uzanmış ve siyasi bir ideolojiye dönüşmüş siyonizmi şekillendirmistir.
Bu siyonizm, temel olarak dini kurumların aklı ve bireyi inkar eden iktidar güçlerinin tekellerine karşı oluşmuş laik bir ideolojiydı. Kişinin yazılı kurallarla baskılanan benliğine yönelmesi gerektiğini ve kendisine değer vermesi gerektiğini savunmasıyla, narsistik özellikler gösterir. Ve en belirgin yanı ise yeni bir algıda, yeni bir düzen kurabilmek için eskinin tüm kural ve kurumlarının ( ahlak dahil) yıkılması gerektiğini savunur ve aslında bu yönüyle anarşisttir. Fakat bütün bu yeniden varolma müsadesi ve umudu sadece üstün ve secilmis yahudi ırkı için düşünüldüğünden de ırkçı bir yani vardır.
M.Ö. 1200'lü yıllardan M.S. 70'e kadar, yahudi toplumunun devletler kurarak yaşadığı topraklara tekrar dönebilmek ve yine bir devlet kurabilmek ve dünyaya hakim olmak miti üzerine kurgulanmış bir devlet kurucu emperyal ideolojidir siyonizm. Siyon, Israil krallığının başkenti olusuyla bu teolojik temelli ırkçı ideolojiye ismini vermiştir. Ve fakat yine temelinde, Uz. Musa'nin tebliğine muhalefet eden rabbici elitlerin egemenliği oldugundan, her nekadar yahudileri seçilmiş halk olarak diğer halklardan üstün görse de, Kendi içerisinde ayricalikli elitlerin egemenliğinde sınıflı bir toplum tatilindedir. Yahudi Elitler ve yahudi halkı ve diğer köleler. Zira yahudi olmayanları insan kabul etmez temel de rabbilerin yazdığı tevrat. Yani bir yandan ortaçağ ortodoks din algısının turuculuguna itiraz edip bireyi ve aklı öne çıkaran olumlu bir yani vardır, diğer yandan da ırkçılığa ve elitist üstünlüğe dayalı ayrımcı olumsuz bir yanı vardır.
Ibrahimî tek tanrı ( allah) anlayışından çok daha eskilere ve hint coğrafyasının dinsel algılarına uzanan ve ' merkabah' mistizmi üzerinde şekillenmiş kanamıştık bir dindir. Musevilik anlayışının yayılmasını engelleyemediğinden bu dinin kisvesi altına girerek kendisine yeni bir kaftan örmüşse de musevi yahudiliginden farklıdır. Musevi islam dinini değiştirmiştir. Bunda Iran zervanliğinin de çok etkisi vardır.
Bütün bu yukarıda saydığım özellikleriyle avrupa aydinlanmacılığının çekirdeğine etki etmiştir. Hıristiyanlık dininde reform ve toplumsal , bilimsel ve sanatsal rönesansın alt yapısındaki temel felsefeye etkisi vardır. Tutucu yobaz , insan kurgusu haline gelmiş dinsel kültlere tepki olarak yaygınlaşmıştır. Kendisi de ayrica bir külte ve ideolojiye dönüşerek çıkış noktasını inkar eden bir yapıda olsa da durum budur. Çünkü her özgürlük arayışını, teolojik ve ideolojik bir aygıta dönüştüren iktidar olma hırsı, zamanla olumlu tarafın üstünü örtmüştür. Ve geriye sapık ve ırkçı bir ideoloji kalmıştır.
Bu fikrin olumlu ve olumsuz iki kanadından günümüze uzanan iki farklı ana siyonizm kolu oluştu. Bu iki kol da, ideolojik nitelik ve coğrafya farkı olarak ayrica ikiye ayrılır aslında. 1) Sadece yahudilerin ırkçı siyonu ve 2) Bütün herkesin siyonu şeklinde ayrıştığı gibi, 3) Arz-ı mevud Israildedir. ve 4) Arz-ı mevud Osmanlıdir. ( Turkiyedir) Sabatay Sevi'nin ölümünden sonra bu hareket, elbette fikir ve iktidar bakışı nedeniyle üç ama ana kola ayrıldı. Karakaşiler, Yakubiler ve Kapaniler. Tekrar kaldığımız yerden devam etmek üzere........
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —