EGEÇEP ve diğer davacıların başvurusu üzerine İzmir Valiliği tarafından 18.07.2017 tarihli yazı ile maden işletmesi için düzenlenen 04.08.2011 tarihli 40 no’lu 1.sınıf gayrisıhhi müessese işyeri açma ve çalışma ruhsatının iptal edildiği ve işletmenin mühürlendiği bildirildi. Çevreciler mühürlemenin kullanılmayan yeraltı ocak girişine yapıldığını belirterek, duruma itiraz etti. Bergama Çevre Platformu Başkanı Erol Engel; “Zaten kullanılmayan yeraltı ocak girişine yapılan mühürleme yapıldı ama işletme faaliyetlerini aynen sürdürüyor” dedi.
MÜHÜRLEME TAM BİR KOMEDİ
Mühürleme ile ilgili açıklama yapan Bergama Çevre Platformu Başkanı Erol Engel; “Mühürleme tam bir komedi. İzmir Valiliğince usulen Ovacık altın madeni mühürlendi. Zaten kullanılmayan yeraltı ocak girişine yapılan mühürleme yapıldı ama işletme faaliyetlerini aynen sürdürüyor. Muhtemelen bu mühür haftaya sökülecek, bari adam gibi mühürleyin de kamuoyunun tehlikeye dikkatini çekelim. Nedir bu tehlike Ege'nin her gün depremlerle sallandığı bir zamanda mevcut iki barajın patlayıp milyonlarca ton siyanürlü atığın Bakırçay'ı felakete sürükleyeceği korkusu yaşarken üçüncü atık barajını yapmak üstelik de DSİ'nin daha önce izin vermediği alüvyon geçirgen toprağın olduğu açık ocağa yapmaya kalkışmak tam bir akıl tutulmasıdır. Bu yanlıştan geri dönülsün” dedi.
CANGI; “Bergama Ovacık Altın Madeni mühürlendi, mühür kurumadan sökülme hazırlığı başladı”
Ege Çevre Platformu (EGEÇEP) vekili Avukat Arif Ali Cangı ise konuyla ilgili İzmir Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün web sayfasında ki duyurusu ile şirketin Kamuoyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yaptığı açıklamaları değerlendirdi. Av. Cangı, 24 Temmuz tarihine kadar duyurulan nihai ÇED raporuna itirazlar alınacağı, itirazlar dikkate alınmadan ertesi günü ÇED olumlu kararı ve yeni işyeri açma ve çalışma ruhsatı düzenlenip madenin yeniden çalıştırılma sürecinin başlatılacağını iddia etti.
Cangı; “Bergama Ovacık Altın Madeni mühürlendi, mühür kurumadan sökülme hazırlığı başladı. Bergama’nın Ovacık-Narlıca-Çamköy Köyleri sınırları içinde yer alan siyanür liç yöntemiyle işletilen Ovacık Altın Madeni, çevre sağlığı ve canlı yaşamı için yaratacağı riskleri tespit eden onlarca bilimsel rapora, onlarca mahkeme kararına, AİHM kararına rağmen faaliyetini yıllardır sürdürdü. Şimdi yine mahkeme kararının arkasından dolanılarak yeniden çalıştırılmaya çalışılıyor” dedi.
3’ÜNCÜ ATIK HAVUZU VE DEPREM RİSKİ
Ayrıca yapılmak istenilen üçüncü atık havuzu için düzenlenen ÇED raporuna ilişkin değerlendirme yapan Avukat Arif Ali Cangı; “Ovacık Altın Madeninin çevre sağlığı ve canlı yaşamı için risk oluşturduğu bilinen bir gerçektir, aynı zamanda hukuku da kirletiyor. Diğer yandan 6 aydır Ege bölgesi sallanıyor, en son 6,6 şiddetinde deprem meydana geldi. Bergama da deprem bölgesi ve olası bir depremde Ovacık Altın Madeni'nin atıık havuzlarının patlaması riski çok yüksektir. Böylesi bir durum Bakırçay bölgesinin ölümü demektir” dedi. Cangı açıklamasında ayrıca; “15 Temmuz darbe girişiminden sonra açılan FETÖ soruşturmalarına konu olan altın madeninin şimdi TMSF eliyle hukuksuz bir şekilde işletilmede ısrar edilmesi anlaşılır şey değildir. Yaşanan süreç Ovacık Altın Madeni'nin suç merkezi olduğunu ortaya koymuştur. Daha fazla hukuksuzluğa izin verilmemelidir. Yeni hukuksuzluklara yol açanlar, izin verenler, sessiz kalanlar, orada işlenen suçların ortağı olacaktır” ifadelerine yer verdi.
Maden yüksek mühendisi Hasan Gökvardar ise; “İki atık havuzu dolduğundan üçüncü için düzenlenen ÇED raporu da nihai yapılmış durumda. 3.Atık havuzu işi biten açık ocağa yapılmak isteniyor. Atık depolama tesisi yapılması planlanan açık ocak deniz kotunun ve yer altı su tablasının altına inmiş durumda, olası kimyasal atık sızmalarında yeraltı sularını kirletebilecek. Daha önce bu alanda yapılmak istenen birinci atık depolama tesisi projesine Devlet Su İşleri (DSİ) bu nedenle olumsuz görüş bildirmişti. Şimdi ne değişmiştir de aynı alana atık depolama tesisi yapılmaya kalkışılmaktadır?” dedi.
35.8 ° / 24.7 °
38.5 ° / 26.4 °
