Beşiktaş fener galatasarayı sadece futbol sanmayın. Neler var neler!? Futboldan siyasete, Erdoğan'dan CHP'ye sabetaycılar... Hain mi milli mi? Islam mi kripto mu? Hangisi?
Neo-liberal küresel sömürü düzeni ile neo-konservatör küresel sömürü düzeninin birbirlerine düşmesi ve özellikle Çin' den Londra'ya uzanan yeni ipek yolunun patronunun kim olacağı konusunda birbirlerine girmiş Amerika ve Ingiltere kapışmasının perdelenmiş sembolleri olan Akp ve Chp çiril çıplak kalmasına rağmen, gözlerine çağdaşlık ya da islamcılık mili çekilmiş kitleler hala uykuda.
Siyonist karşıtı olmasına rağmen Turkiye' nin yahudi unsurlarıyla da anlaşmaları olan yerli Erbakan milli görüşçülüğünün içine yerleşmiş ( oğuzhan asılturk, şevket kazan, bülent arınç vs....) ermeni ya da yahudi kripto islamcılık, bu hareketi istenilen çizgiye getiremeyince hareketi tamamıyla dağıtmayı seçmişti. Milli görüş yani siyonist küreselcilik karşıtı gömleğini çıkararak neo-liberal küreselci sömürü projesi olan Akp'ye eklenen Erdoğan, Amerika ve Ingiltere'nin birbirlerine düşmesini fırsat bilerek yeniden bu gömleği giydi. Milli görüş içerisindeki milli çözücümcüler ya da al-azizciler gurubunun, perinçek avrasyacı ulusalcılıgıyla olan derin bağı üzerinde yeniden konumlanan Erdogan'a aydınlıkçıların açık desteği şaşırtıcı değildir.
Bu ülkenin milli unsurları denildiğinde aklınıza ille türk ve musluman geliyorsa çok yanılırsınız ya da tam tersi bir kısım ermeni kriptolar ya da bir kısım sabataycıların hain olduğunu düşünürseniz de yanılırsınız. Bu topraklardaki iktidarlar hep bu güçlerin koalisyonu şeklinde gerceklesmistir. Ve anadolunun asli unsurlarıdır.
Sorun şu veya bu ırktan ya da şu veya bu dinden olmakta değil. Uluslar arası projelere karşı kimin ülke çıkarına ve bütünlüğüne ve görece bağımsızlığına destek verdiğidir.
Türkiye'de çağdaş laiklik adı altında kurulan teslimiyetçi perdenin arkasında da , milliyetçi türkçü ya da islamcı perdenin arkasında da sadece ve sadece küresel proje sahiplerinin farklı seçeneklerine eklemlenmiş oluşlar vardır. Yalanlar ve perdelerden oluşan sahte siyasi sahnede sergilenen kahramanlık ve ihanet temalı oyunları seyretmekten midem bulandı artık. Isyanım bunadır. Çözüm diye sunulan avrasyacılığın altında da siyonist sermayeli ingiliz emperyalizmi vardır. Çağdaşlık diye sunulan atlantikçiliğin altında amerikan emperyalizmi olduğu gibi.
Şimdilerde bilindik bütün ittifakların çatladığı, ayrı ayrı Ingiltere ve Almanya hanedanlarının tekrar yüzeye çıktığı, para imparatorluğu denilen yapının iki önemli aktörü olan Rothschild ve Rockefeller ailelerinin de ayrıştığı ve birbiri ile mücadeleye girdiği, bugüne kadar yahudileri vitrinde tutarak kendisini saklayan esas güç vatikanın katolikler ve evangelistlerin çatışmasına sahne olarak ayrıştığı günlerdeyiz. Ben açık oynamayı tercih etmisimdir hep. Ve biat etmek ile nefret etmek viruslerinin yarattığı hastalığın belirtisinin siyasi partilere köle olmak olduğunu düşünürüm. Olay aslında cok basit. Yüzyıllardır hem Selçuklu'da hem de cok daha ağırlıklı bir biçimde özellikle son 350 yılda Osmanli'da iktidar mücadelesi veren bütün farklı dinsel ve ırksal unsurların zaman zaman tarihte yaşandığı gibi farklı koalisyonlar kurarak birbirlerine düştükleri ortadadır. Üst akıl diye bas bas bağıran akp de, bir kısım sabetaycı ve ermeni kriptolarin küreselci partisidir , chp de. Birini Karakaşiler bir diğerini Kapaniler destekler. Elbette arada kaymalar da vardır. Ancak karayim yahudilerinin ve ermenilerin tercihi akp olurken rumların tercihi ise chpdir. Tarikatler de bu etkilerdedir. Hatta futbol takımları bile. Beşiktaş yakubilerin, fener Kapanilerin, galatasaray karakaşilerin. ( fetoyu daha çok destekleyenlerin Karakaşiler olduğunu düşününce aziz yıldırım ve fettullah kapışması net anlaşılabilir. Ya da galatasarayin fetullahçı futbolcu cenneti olması. Ya da fatih terim ile galatasaraylı yöneticilerin bir turlu nabizlarının uyusmamasina rağmen erdoğan ve fatih terim aşkının büyüklüğü de anlaşılabilir)
Bizim topraklarımızın çeşitliliği sorun değildir zira durum budur. Sorun herkesin ya islamcılık ya türkçülük ya da özgürlükçü demokratlık kılıfları altında yalanlar ve hamasi dillerle yol almasıdır.
Mustafa Kamal'ın ( nüfusunda kamal yazar) Kapani sabetaycilarindan olması ya da olmaması konusu tartışılıp duruyor. Oysa bunun hicbir önemi yoktur. Osmanlı derin istihbaratının desteğiyle bu grupların içerisinden Ingiltere'nin emperyal planlarını bozacak bir yapı kurabilmiş olması esastır. Bu iki grup arasında denge kurabilmeyi becermesi marifettir. Bunu yaparken amerikan çizgisinin destegini almıştır. Ve bazi kararlari da bir grup siyonistin arzusu yonundedir. Ancak devlet yonetimi boylesine bir pazarlik masasıdır da aynı zamanda. Inönü kendisini destekleyen Karakaşilere teslim olmuş ve kemalizmin güçler arasında denge kuran ve anti emperyalist çizgisinden uzaklaşarak atlantik emperyalizmine teslim etmiştir ülkeyi. Yani dini kimlik değil ülkeye o ülkeye olan sadakattir esas olan. Yoksa Kazım karabekir dahi sabetaycidir.
Erdoğan konusunda da kökeni konusunda şüpheler var. Gürcistan ermenilerinden dönme musluman bir baba ve potamya rumlarından bir anneden oluşu gibi. Bu köken konusunun da hiçbir önemi yok kanımca. Zaten hepimizin onlarca karısşımdan oluşan kökleri var. Anadolu burası. Erdoğanın içine girdiği ilişkilerin mahiyeti ve dönemlere göre farklılık gösteren siyasi tutumu önemlidir. Eleştirilen de destek verilecek olan da burasıdır.
Ömer Devrim Karatop