KIYAMET SENARYOSU
Efendim bilindiği gibi dünya savaş ortamında. Tarihler boyunca iyi ve kötü arası savaşlar hep devam etmiştir.
Savaşta hep iki tarafın olması aslen kaçınılmazdır. Doğru ile yanlış iyi ile kötü doğru ile eğri normal ile sapkın insan ile hayvan normal ile anormal hak ile batıl, tarihler boyunca savaşan taraflar olmuşlardır.
Spor müsabakalarının taraftarı olup sahada iki grubun karşılaşması ile binlerce kişinin tribünlerde savaşması arasında fark yoktur.
Devletler arası savaşında tribünlerde savaşanlar arasında farkı yoktur.
Burada bir detayı gözden kaçırmamak gerekir. Savaş yapılırken doğru olan tarafın veya iyiyi anlatan yönün arasına sızan kötülerin münafıkların olması kaçınılmazdır. Eğer savaş ortamında iseniz ve doğru iyi tarafı temsil ediyorsanız savaş hilelerini bilip ona göre hareket etme zorunluluğu olduğu için karşı tarafın içine kendi askerlerinizi yerleştirmek gerekir.
Dünya Savaşlarının önceden yapılma şekli ile şimdiki yapılma şekli arasında fark oluşmuştur.
Tarihler boyunca taraflar arası meydan savaşları yapılmakta iken; inançsız olanlar inançlılara karşı hep meydan savaşlarını kayıp etmişlerdir. Bu nedenle inanmayanlar perde arkası savaşı meydan savaşlarına tercih etmektedirler. Neden mi; inanmayan kişi kıyamete ve öldükten sonra hesaba inanmadığı için herhangi bir nedenle dünyadaki ölüm onlara gerçek anlamda hayatın başlangıcıdır.
Müslüman ölümle gerçek hayatın doğum günü olan vuslatı kavuşmayı yaşayacaktır. O nedenle kavuşmanın gecikmesini istemeyecektir. Savaşta din için devlet için millet için diyerek şehadete koşacaktır. Buna imanı olmayan kimse kesinlikle giremez. Darbe teşebbüsünde bunu somut olarak gördük.
Devlet adamlığı ulvi ideal gerektirir. Ulvi idealde EHLİSÜNNET imanıdır. Ehlisünnet ne demektir.
Sevgili peygamberimizin bildirdiği bizlere tebliğ ettiği iman demektir.
Bir ve beraberlik ehlisünnet itikadında olması ile ne sağlanır ne sağlanmaz.
Halkımızın çoğu Müslüman ve Haçlı Siyonist ittifakı cephelerinde hem fikir mi evet.
Bu ittifak Müslümanlığın tarihe kazınmasından sonra hep oldu mu evet.
Peki, tarih boyunca olan bu kavgada Müslümanların dünya üzerine yayılmasına engel olabildiler mi hayır.
İslamiyet’ten sonra dünyada kurulan devletler içerisinde en uzun soluklu ve en geniş yayılıma sahip tek ülke üzerinde yaşadığımız topraklarda kurulmuş Osmanlı devletidir.
Osmanlıyı yıkabilmek için özellikle İngilizler sistematik çalışmış ve yıkılmayı başarmışlardır.
Osmanlının yıkılmasında temelde hedeflenen gerçek Müslümanlığı ve Müslümanları tarihten dünya üzerinden silmektir. Bunun nedeni tarihte Yahudilerin ve Hristiyanların Osmanlı tebaası olarak yaşamak istemeleridir.
Onların bu tür düşüncelerini değiştiremeyeceğini anlayan Siyonistler dünya para piyasasını ellerine geçirmek suretiyle yıkım faaliyetlerine başlamışlardır. Siyonistlerin temel hedefi dünya Yahudilerini bir yere kutsanmış topraklara toplayıp tampon bölge olarak Hristiyanları yerleştirip Müslümanlıktan arındırılmış bir dünya oluşturmaktır. Bunun diğer adı KIYAMET tir.
Neden mi dünyada yaşayan bir tek Müslüman kalmadığında kıyametin kopacağı kitaplarda bildirilmektedir. O nedenle Cenabı Hak Kuranı Kerimde bunu bildirerek kıyametten önce tek bir Müslümanın kalacağı o da vefat edince Kıyamet kopacağı bildirilmektedir.
Aslen yapılmakta olan Siyonizm ile İslamiyet savaşıdır. Siyonizm başlığı altında taraftar olarak Yahudiler Hristiyanlar ve diğer inanış sahipleri vardır. Dünya hayatında her şeyin düzenleyicisi ve yaratıcısı olan Cenabı Allah dünya kemalinin olduğu gibi sonunun da olacağını bildirmektedir. Ha bunu kötü kullar eliyle yapar bu ise teferruattır.
Hızla kıyamete gidişimiz devam etmektedir.
Sebepler âleminde herkese biçilmiş bir rol vardır. Bizler o rollerde cüzi irademizi kullanarak bir şey yaparız ama yaratan yapan Cenabı Allah’tır.
Burada iyi veya kötü taraftan olmak tercih meselesidir.
Peki, iyi tarafta olmak ne demektir. Ben Müslümanım diyen her kimse gerçekte Müslüman olmuş mudur? Yine Kuranı Kerimde Cenabı Allah ben inandım diyerek imtihana tabi tutulmayacağınızı mı sanıyorsunuz diye Müslümanları uyarmıştır. Ehlisünnet itikadında temel esas Allah için sevmek Allah için buğz adavet göstermektir. Elbette burada Müslüman akıllı uyanık olmak durumundadır.
Mesela Feto belasını Müslümanlar üzerine aslen Anglosakson denen Amerikalaşmış İngilizler salmışlardır. Daha önce İslamiyet’i böl parçala yönet şeklinde birlik beraberliği bozacak bölünmeyi de yine bunlar yapmışlardır. İşte ehlisünnet itikadına göre birlik ve beraberlik itikatta yani inançta olur. Ameller itikattan bir parça değildir. Mezhepler ise ikiye ayrılır. İnanç yani itikat mezhebi tektir ve ehlisünnettir. Bunun aksine kim ne söylerse yalan ve yanlış söylemiştir.
Etkin ve yetkin yerlerde bulunan bazıları bu ayrımı yapamazken ameldeki mezhebe itiraz etme yönünde inanç birliğine karşı çıkmaktadırlar. Bu durum tam anlamı ile İngiliz-ABD oyunudur.
Eğer bizler dünya hayatında tarafımızı belirlemeden düşmanın oyunlarına gelip o taraftan olursak bizde onlarla beraber kıyamette cehennemi yaşarız.
Şu anda hemen herkes FETO peşinden gidenlerin hain olduğu konusunda hem fikir midir evet.
Peki, onların biz Müslümanız ve Müslümanlığa hizmet ediyoruz demeleri Cenabı Hak nazarında kıymetli midir hayır. Onu nereden biliyorsun onlar Müslümanların yaşadığı bu güzel vatana ve insanlarına ihanet ettiler mi evet. Onlar ve onlara benzeyenlerin top yekûnu kıyametten sonra cezalarını göreceklerdir. Şimdi diyeceksiniz sen nereden biliyorsun dinimizde esas ya Allah tarafında olacaksın veya karşı tarafta olacaksın bunun dışında yer yok. Yani kaba tabirle ya cennet uçağına veya cehennem uçağına binip dönüş istikameti ise olmayacak. Yani gidiş var dönüş yok. Herkes isteği yöne gitmekte serbest.