Geçen günkü makalemde siyonizmin ideolijik ve coğrafi olarak dört kola ayrıldığından söz etmiştim ve bunlardan birisinin Osmanlı'yi Siyon türk devleti kabul eden kanat olduğunu ifade etmistim. Ayrıca da sabatayizmin üç ana kola ayrıldığını söylemiştim : Kapaniler, karakaşiler ve yakubiler.
Yakubiler en fazla asimile olmuş, gercekten müslümanlığa karışmış ve politik ve ideolojik karar alanına pek bulaşmamış ama devlette memuriyet yapmış kesimlerden oluşuyor. Ancak sabetayistlerin büyük çoğunluğunu oluşturan kapaniler ile , ve onların rakibi olan karakaşiler , bizim tarihimize damgasını vuran iki önemli sabetayist koldur. Siyasi ve ideolojik rekabetleri düşmanlık derecesine ulaşabiliyor zaman zaman. Birbirlerine bike kız vermeyen bu iki kesim teolojik ve ideolojik olarak çok farklı renkleri benimserler.
Turkiye'yi Siyon kabul edip bunun için uğraşan yahudi dönmeleri Kapaniler'dir. Amerika da bu, 'Türkiye Siyondur' fikrini benimsiyor ve destekliyordu. Almanya ise 2. Dunya savaşında yenilinceye kadar bu çizgiye destek vermiştir. Sonra çizgisi değişmiştir.
Kudüs merkezli Israil projesi, yani 'Israil, Siyon devleti' fikrini taşıyanlar ise Karakaşiler'dir. Bunlar islamofobik ve Israil siyonizmine taraftar dönmelerdi ve Ingiltere ve fransa tarafından desteklenirler.
Ingiltere'nin manda himayesi altında kurulacak bir Kudüs Israil Siyonist devleti fikrinin karşısında ve ona rakip olarak, Yavuz Sultan Selim döneminde köklerini oluşturmuş ve sonra yerlesiklesmiş bir Osmanlı türk siyonist devleti fikri vardır. Osmanlı'yi Siyon türk devleti olarak gören fikrim arkasında, Slavların yıktığı hazar türk yahudi devletinin in elitlerinden ve halkından Osmanlı'ya çeşitli dönemlerde gelip yerleşip devlet içerisinde önemli güçler elde etmiş olan Aşkenaz türk yahudiliği bulunuyor. Osmanlı'ya göçtükten sonra musluma n olmuş ya da musluma n kimliğine bürünmüş bu yahudiler de kendi aralarında teolojik farklılıklar gösterseler de , temelde Osmanlı'yi Siyon türk devleti olarak hayal edenlerdir. Ve ingiliz emperyalizmi ile Israil siyonizminin Turkiye'yi yok etme planlarına karşı direnç göstermişler milli mücadele içerisinde anadoluya ve devletine sadık olarak yer almışlardır. Zira Türkiye onların da devletidir.
Bu aşkenaz hazar yahudi türk çizgisinin karşısında, Endülüs safarad kökenli olan ve özellikle avrupada hıristiyanlığa dönen frankistler vardır. Osmanlıdaki sabataycı hareketin, hristiyan dunyasi içine yerlesmevseklidir bu. Özellikle italyan, ispanyol ve portekiz denizci ( maran) yahudilerin hıristiyanlığa donenlerine maranolar denir. Yani denizci dönmeler. Özellikle 18.yy'da Frankist hareket ile ideolojik bir boyut kazanan bu dönme hareketi, yahudi sabetayist mesihciligi hıristiyanlığa sokarak, hristiyan medihçi siyonizmin çekirdeklerini oluşturmuşlardır. Avrupadaki protestan düşüncenin altında bu fikir vardır. Ingiltere merkezli olarak, italya ve özellikle Fransa'da ve Almanya'nin ve avrupanın kuzey bölgelerinde yayginlasmislardir.Bu safarat kökenli dönmelerin hristiyan kimlikli siyonizmi fikri ile Ingiltere'nin emperyal projeleri 19.yy sonlarına doğru Osmanlı türk devletini ortadan kaldırmak ve topraklarına el koymak konusunda ortaklaştılar.
Bu iki farklı siyonist bakış açısı, Osmanlı savatayistleri içinde de farklılaşmaya sebep oldu. Örneğin Karakaşi sabatayistleri, hristiyan-yahudi dönme, Israil Siyonizmi ve Ingiltere ile yollarını birleştirirken, Kapaniler Aşkenaz türk yahudilerinin Türkiye Siyon'dur fikri ile ve Amerika ( New-york) ile yollarını birleştirdiler.
Mustafa Kemal, Osmanlı'nın ve anadolunun bir türk çocuğu olarak ve bu çevrelerin içinde yetiştiği için, birarada yaşamaya taraftar ve Türkiye devletine sadık olan kapanilerle birlikte hareket etmeye özen gösteriyordu. Ancak iki gücün de aradaki çatışmanın da farkındaydı. Ikisinin de imkanlarını kullanırken arada kontrol ve denge gücü olarak duruyordu. Kapaniler Mustafa Kemal' in etrafında toplanırken, Karakaşiler Inönü'nün etrafında toplanıyordu. Mustafa Kemal ile Ismet Inönü'nün çatışmasının temelinde bu iki sabetayist gücün çatışması yatar. Türkiye Cumhuriyeti tarihi, 1924'ten beri Karakaşiler ve Kapanilerin birbiriyle olan mücadelesi ile şekillenmiştir diyebiliriz. Ya da daha derinlerden, aşkenazi türk asıllı hazar yahudilerinin Türkiye siyon devleti projesi ve bunlara destek ceren Kapaniler ile, safarad kökenli hristiyan dönmelerin semitik Israil Siyonizmi ve bunlara destek veren Karakaşiler.
Slav kökenli Rusların, aşkenazi yahudi türklerini hazar bölgesinden çıkarması nedeniyle oluşmuş tarihi bir düşmanlık vardır. Dolayısı ile safarad yahudi siyonistler çarlık rüyasının slav ideolojisiyle ile müttefiktiler. Günümüzdeki avrasyacılık fikrinin altında bu kalıntı da vardır. Dolayısı ile Karakaşiler avrasyacılık fikrini desteklerler. Aynı munaseverin ve çekişmenin diğer yanında ise, Çarlık rusyasi'nin yıkılmasını sağlayan, bolşevik hareketin liderlerini belirleyen ve finanse eden aşkenaz türk yahudiliği vardır. Ve bu yahudiliğin merkezi Newyork'tur. Dolayısı ile atlantikçi fikir, aşkebazilerin kendilerine içinde yer buldukları ve destekledikleri bir fikirdir. Turkiye'deki atlantikçi politikaları destekleyenler icinde agirlik Kapanilerin çizgisindedir.
Yukarıda da bahsettigin gibi Slavların saldırılarıyla 11.yy'dan itibaren avrupa içlerine ve özellikle doğu avrupa ve Almanya vec Polonya bölgesine yerleşen ve içinde yaşadıkları farklı toplumların dillerinden derledikleri kelimelerle kendilerine özgü toplama bir dil geliştiren ( yidiş) bu toplum, zamanla yidiş yahudileri diye anılır oldular. Ve bu bölgeden Amerika'ya kitlesel göçler gerçekleştirdiler. Bu göç hikayelerinin sonucu, New-York ve Berlin hatlarının paralel yürüyüşüne neden oldu. Yani atlantikçiligin merkezi New-york'tu avrupa şubesi de Berlin. Bu ikinci dun ya savasindan sonra netlesmistir. Ve hatta 2. Dun ya savaşındaki yahudi katliamlarının altında Roma katolik kilesi ile safarad kökenli yahudi dönmesi protestanların, avrupaya entegre olmuş ve ortadoğudaki bir Israil devletiyle hiç ilgilenmeyen aşkenaz yahudilerini ortadan kaldırmak ve bu baskıyla onları Israil gitmeye ikna etmek de yatar. Zira kaplarda yazılanların çoğunluğu yidiş yahudisidir. Bu baskı çok büyüktür ve bu nedenle Rodchild bunu fırsata çevirerek anlaşma yoluna girer ve Ingiltere'nin himayesinde ki, kendisi o dönem ingilterenin para musluğunu elinde tutmaktadır , kurulacak olan Israil'i aşkenaz kontrolüne almaya karar verir. Daha sonra görülecek, denizlerde bekletilip ölüme terk edilen binlerce yahudi safarat hikayeleri de aslında karşı cevap niteliğindedir . Ilk başından günümüze kadar bütün Israil cumhur başkanları ve istihbarat teşkilatı baskanlari askenazidir.
Aşkenaz ve Safarat yahudiliğinin ortaklığı gibi çatışması da çok tarihseldir ve sadece dinsel değil ırksal da bir yani vardır. Askenazlar hazar türklerindir ve semit değildir kendilerini Nuh'un oğlu Aşkenaz' a bağlarlar. Ibraniler ise Nuh'un oğlu Sem' e. Günümüzde, siyonist politikalara olan tepkilerin sürekli anti-semitist sıfatla nitelendirilmesinin ardında da Demir olmayan aşkenazilerin kendilerini saklama düşüncesi yatar. Zira antisemit olmak ibrani ve arap karşıtı olmak demektir. Antisemitizm ve islamofobi bu bakıştan yansıyan ürünlerdir.
Yarın devam etmek üzere.. ...